Refraktif Cerrahide Seçenekler Nelerdir?
Refraktif cerrahi insanları gözlük kusurlarından kurtarmak için yapılan uygulamaları içermektedir. Göz hastalıkları ihtisasından sonra ayrı bir ihtisas olan refraktif cerrahi eğitimimi Bascom Palmer Göz Enstitüsü’nde (Miami Florida, ABD) yaptım.
Refraktif cerrahi uygulamalarımız kornea veya göz içi lens müdahaleleri olarak iki temel gruba ayrılmaktadır. Excimer lazer tedavisi adını verdiğimiz tedavilere halk arasında kısaca lazer tedavisi (gözleri çizdirmek) denmektedir. Aslında tedavide göz çizilmemektedir. Lazer tedavisi dememiz de doğru değildir çünkü farklı lazeri pek çok göz hastalıklarında kullanmaktayız. Buna rağmen lazer tedavisi denilince ilk olarak “lazerle görme kusurlarının düzeltilmesi” akla gelmektedir.
Lazer tedavisi Dünya’da en çok uygulanan tıbbi uygulamadır. 2016 yılına kadar tahminen 40 milyon insana excimer lazer tedavisi uygulanmıştır. Elimizde 25 yıllık sonuçların bulunan, iyice rafine edilmiş ve sonuçları bilinen modern bir tedavidir. Refraktif cerrahide altın standart olan tedavi femtosaniye lazer yardımı ile yapılan wavefront guided tedavidir (iLasik). Bu tedavinin özelliği bıçak kullanılmadan ağrısız bir şekilde yapılmasıdır. 9 dereceye kadar miyopi 5 dereceye kadar hipermetrop ve astigmat bulunan olgularda femtosaniye yardımlı lasik yöntemi kullanılmaktadır.
Yanlış olarak bilinen hususlardan bir tanesi astigmatın lazerle düzeltilemediğidir. Göz muayenesinde lazer tedavisi için sakıncalı bir husus yoksa 6 numaraya kadar astigmat başarıyla düzeltilebilmektedir. Miks astigmatlı (gözde hipermetrop ve miyopun bir arada bulunduğu) olgularda iLasik ile sadece gözlük kusuru düzeltilmemekte olguların çoğunluğunda görme seviyesinde artış da sağlanabilmektedir.
İlk uygulanmaya başlayan excimer lazer tedavilerine yüzeyel ablasyonlar adını vermekteyiz. Bunlar içerisinde PRK, Lasek, Trans PRK (No-touch) gibi farklı isimleri bulunan yöntemler uygulamaktayız. Bu yöntemleri kornea haritasında düzensizlik olan olgularımızda tercih etmekteyiz. Hipermetrop olan olgularda bu tedaviler artık tercih edilmemektedir.
SMILE lazer ise üçüncü jenerasyon lazer tedavisi olarak adlandırılmakta astigmatı daha az olan miyop olgularda kullanmaktayız. 10 numaraya kadar kusur düzeltebilen SMILE teknolojisi korneası ince olan ve kuru göz bulunan olgularda ilk tercihimizdir. ReLex SMILE tedavisi diğer lazer uygulamalarının aksine gözün en üst kısmını hiç etkilememekte ve bu avantajı ile kornea dokusunun yapısında zayıflatmamaktadır. 2016 yılı içerisinde SMILE tedavisini hipermetrop olgularımızda da uygulamaya başlayacağız.
Göz içi lens tedavilerinde en çok uyguladığımız refraktif cerrahi tekniği fakik göz içi lensi adını verdiğimiz uygulamadır. Visian ICL isimli lens teknolojisi ile -18.00 numaraya kadar miyopi 6 D astigmatizma ve hipermetropi düzeltilebilmektedir. Göz yapısı uygunsa ICL tedavisi ile korneal lazer uygulanamayan olgulardaki her türlü refraksiyon kusuru düzeltebilmektedir. Özellikle 10 Dioptriden yüksek olan olgularda altın standart haline gelen ICL yöntemi ile görme seviyesinde artış dahi sağlanabilmektedir. ICL’in diğer kullanıldığı hastalar ise Keratokonuslu gözlerdir. Crosslinking uygulanan, stabil durumda olan Keratokonuslu gözlerde de ICL ile tüm gözlük kusurları düzeltilebilmektedir.
Daha ileri yaşlarda ise şeffaf lens değişimi adı verilen uygulama tercih edilebilmektedir. Bu yöntemde kullandığımız çok odaklı yada trifokal göz içi mercekleri ile yakın görme sorunları da düzeltilebilmektedir. Torik mercekler ise ileri yaşlardaki astigmatlı gözlerde kullanılmaktadır.
Hangi Tedavi Yöntemi Bana Uygun?
Lazer tedavisi en çok kullanılan yöntem olsa da yukarıdaki resimdeki gördüğünüz gibi refraktif cerrahide seçenek çok fazladır. Bu yöntemlerden hangisinin size uygun olduğuna karar verirken sadece gözlük numaranız değil mesleğiniz, hobileriniz, yaşam tarzınız dahi göz önüne alınmaktadır. Ayrıca kontrolsüz diyabet, ağır romatolojik rahatsızlıklar gibi sistemik hastalıklar ile glokom, göz içi iltihabı gibi göz sorunları bulunduğunda refraktif cerrahi uygulamamaktayız. Bu nedenlerden dolayı tedavi yapılıp yapılmayacağı veya hangi yöntemin uygulanacağı kararının hekiminiz tarafından vermesi gerekmektedir.